top of page

ATATÜRK'E BORÇLU OLMAK

  • 7 Ağu 2022
  • 2 dakikada okunur

Okuduklarımız, yazdıklarımız güne iz bırakır. Farkında olmadan yolumuzda bize güç katar, birden karanlık olsa da geceni okudukların aydınlatır. Sonra şafak söker, güneş doğar ve gün yine başlar. Yaşam böyle devam eder gider ve ömür bir gün biter. İnsan sonunda, yaşama başladığı yerde, belki yakınında-uzağında sonsuz uykusuna dalar. Sen yine de mırıldan dur; Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “ Bursa’da Zaman” şiirini. “Bursa'da bir eski cami avlusu, Küçük şadırvanda şakırdayan su;” Duyar gibi olursun sen de “şakırdayan su”yu. Kitaplardır bize uzakları getiren, bilgimizi, ufkumuzu geliştiren ve bizi düşündüren. Okuduklarımızdır bizi güzel yerlere götüren, bilmediğimiz sularda yüzdüren, sonra gülüşü bizde kalan. Ne zaman bir kitap okusam içindekiler büyüler beni. Bir mıh gibi yazılanlar notlarıma girer, günlüklerimde, deneme yazılarımda gülümser. Yeni denizlere yol alır götürür beni. Remzi Kitabevi’nde 2. Basımı yapılan, Nermidil Erner Binark’ın “Sadece Anı Değil” kitabını alıp okudum. Binark kendi anılarını yazarken, ülkemizin yaşadığı yıllara yönelik çok güzel tespitler yapmış. Şakir Paşa aile bireylerinin geninde, yazma ve yaşadıklarından güne bir damga vurma becerisi var. Zaten bu kitabı okuyan, Ayşe Kulin’in “Füreya” isimli kitabını da okumalıdır. Böylece; Şakir paşa ailesi daha iyi tanınır. Okurken kitaptaki bazı satırların altını çizdim. Boş sayfaya da not düştüm. Kitabın önsüzünde yazar; “kendi ailemi kurduktan sonra yaşadıklarımı anlatmak, aile hayatımın gündelik sorunlarına değinmek için yazdım. Bunca yıllık ömrümde, edindiğim deneyimleri, yaşadıklarımı okurlarımla paylaştım” der. Kitabın 92. Sayfasında da; “Bir hafta kaldığımız Suriye’de, Suriyelilerle aramızda toplumsal büyük farklar olduğunu gördüm; bu farklılık çok belirgin bir şekilde ortaya çıkıyordu. Şam Üniversitesi profesörlerinden birinin eşi, genç ilkokul öğretmeniydi, uyanık bir kızdı, bana, Anayasanızda devletin dini İslam’dır diye yazılı mı?'" sorusunu sordu. “Yazılı değil” dedim. Genç kadın özlemle; “Ne iyi, ne iyi! Bu kadar din çok fazla,” diye yakındı.” Diye Suriye ile aramızdaki farkı anlatmış. Atatürk’ün büyüklüğü, bu satırları okuyunca daha iyi anlaşılır. Laik bir ülke olmamız, bizi bu konumlara ulaştırmış olduğunu daha iyi anlarız. Eğitim-Öğretimde laiklikten uzaklaştıkça karanlık bizi boğar. Dileriz bu duruma gelmeyiz. İslam ülkeleri içinde yüzü aydınlık olan tek devlet biziz. Bunu Atatürk’e borçluyuz.

Hasan OKURSOY

20 Ocak 2018


ree


 
 
bottom of page