top of page

GÜNLÜĞÜM;

7 Aralık 2016 Çarşamba;


Bugünde; Eşimin dayı kızı Semra’ya gittik. Orada İmren Hanımı gördük. İmren hamın Semra'nın yalnızlığını paylaşan iyi bir arkadaşlık örneği vermiş. Bu durumu geçen ziyaretimizde Semra’dan duymuştuk. İmren, babasının “Anılar” kitabından bahsetti. Tanıtımında yirmi kişinin anca bulunduğunu, babasının adının verildiği sokak isminin de kaldırıldığını hüzünlü bir şekilde anlattı. “nedense bizim soyadımıza karşı bir alerji bir tepki var” diye serzenişte bulundu.

Bacanak ile kitabın satıldığı kitabevinden “Anılar” kitabını alarak İmren'e imzalattık. Sevindi ”Babam akşamları iki duble viski içer, tüm aile üyelerinin masada olmasını isterdi” derken uzaklara bakarak geçmiş günlere bir daha gitti.

Öğleden sonra bizi Erdal ve eşi Müyesser Girne’ye götürdüler. Girne’de kaleyi gezdik. Kalede zindanları, St.Georg Kilisesinin doğu binalarında Kırnı mezarlarının canlandırılması ile Batık gemi müzesini görerek resimler çektik.

Venedik kulesinde de XVI. YY Venedik mimarisinin özelliklerini yansıtan top atışı hazırlığını canlandıran sergiyi resimledik. Luzinyan kulesinde Venedik, Osmanlı ve İngiliz askerlerinin canlandırılmaları olan heykeller ile bayrakları gördük.

Girne Kalesi, MS VIII. YY da Kıbrıs’ı Arap akınlarına karşı Girne’yi savunmaya yönelik Bizanslılar tarafından yapılmış. (1192-1489) yılları arasında Arslan Yürekli Richard, Kıbrıs’ı ele geçirince önce Templar Şövalyelerine, daha sonra yeğenine satmış. Böylece 300 yıl adada Fransız saltanatı sürmüş. 1373 yılında Cenevizlerin saldırışında kale büyük hasar görmüş. 1570 yılında da Osmanlı ordusu kaleyi savaşsız almış.

Kalede Cezayirli Sadık Paşanın mezarı bulunmakta ise de restorasyon sırasında İngilizler tarafından mezarı ortadan kaldırılmış. Kale İngiliz sömürge döneminde hapishane ve polis okulu olarak kullanılmış. Kaleyi gezerken geçmiş yaşananları hayal ettik.

Sonra Erdal'ların evine gittik. Evin bahçesini ve Müyesserin resimlerini beğendik. Ön terasta bir duble viski içtikten sonra Hürdeniz lokantasına giderek balıkla birlikte iki duble de rakı içtik. Eşlerimiz şarap aldı. Pınar daha sonra bu güzelliğe katıldı. Fasıl heyetine şarkılarda Erdal eşlik etti. Son olarak masamıza gelen fasıl heyetine Erdal “geç oldu” dedi. Fakat hep birlikte “eski dostlar” şarkısını söyleyerek lokantadan ayrıldık.

Ayrılırken lokantada çalışan Kırıkhanlı Faruk “yemek yememizin, şarkı söylememizin ve duruşumuzun farklı olduğunu” gözlemlediğini söyleyince, kendisine gülümseyerek memnuniyetimizi belirttik ve teşekkür ettik.

Hasan OKURSOY



4 görüntüleme0 yorum
Post: Blog2_Post
bottom of page