GÜNLÜĞÜM;

GÜNLÜĞÜM; 3 Temmuz 2020 Cuma;

Bazen arkadaşlar, “düz yazıların da şiir gibi oluyor, şiir ve düz yazın birbirine karışıyor” derler. Ben de zaman zaman farkındayım bu yazdıklarımın. Şiir çamur içinde taştan taşa atlamaya benzer. Önemli olan sözcükleri seçip yerli yerinde kullanmaktan geçer.

Düz yazılarda da bazen şiir ben buradayım der. Çocukluğuna, gençliğine daha çok öykünür. Oralarda mırıldanır durur.

Bazen de yollara düşer, adım adım yürür. Ne kadar yağsa yağmur, yıkanmaz sokaklar. Gözle görülür çamurlu ayakkabılar. Bir de yağmur sonu ebemkuşağı bakar durur, gözlerin kamaşır. Ocakta patlamış mısırlar gibi alevi seni de sarar.

Sonra Güven Turan, “Karanlık Gezinti” şiirinde “dolaştırır akşamdan kalma bir maviyi/göklerde” diye şiirinde söyler durur.

Bir de Halil Şahan, Anayurt Otelinin yazarı Yusuf abisini (Yusuf Atılgan) anlatır. Yusuf Abisi bir gün onu kuru fasulye yemeğe Manisa’ya götürmüş. Lokanta uzun yolda eski hanın güney girişindeymiş. Çevre esnafın yemek yediği küçük bir lokantaymış. Yusuf Abisi “En nefis yemekler, lüks lokantalarda değil esnaf lokantalarında yenilir” dermiş. Halil Bey de bundan olacak hangi kente giderse gitsin esnaf lokantasını bulmaya çalışırmış. “Lokantacı komşu esnafa yemeklerini beğendirmeye çalışırmış, yoksa sinek avlarmış”. Bu sözü de Yusuf abisi (Yusuf Atılgan) kendisine söylemiş.

Yusuf Atılgan’ın iyi arkadaşlarından biri Halil Şahan ise bir diğer de Güven Turan’mış. Ondan ödünç İngilizce kitap alır okurmuş.

Abdullah Ezik’in (Sanatkritik Com) da, Halil Şahan ile “Yusuf Atılgan'a yönelik yaptığı söyleşiden" bende kalanlar bunlar oldu. Bu kısacık notları günlüğüme yazmak istedim. Halil Şahan'ın söylediklerini ve yazılanları beğendim. Unutmamak için günlüğümde yer alsın dedim.

Halil Şahan'ın Türkçeyi kullanışı, ustalığı hep dikkatimi çekti. O güzel sözcükleri bulup getirmiş ve anlatımında, cümlelerinde bu güzellikler ortaya çıkmış.

Hasan OKURSOY