RİZE
- 15 Ağu 2022
- 1 dakikada okunur
On dördünde ayrıldım çocukluğumun kuytularından uzak yerlerde kaldım ne zaman bir kağıt bükülse eski günler ardında hala acır içim
Hasretlik gelen mektuplarda içimi kuruturdu bir de denizin dalgaları beni bir başka boğardı
Sahil yolunda mandalina kokusu sinerdi yenime denizin yosun kokusu dolardı içime
şimdi akşamları arkadaşlarımdan biri gelse neler vermem sohbetine sorarım kendi kendime
hepsi unutulup gitti mi? onlar nerede?
Ah! Ne güzel kar yağardı Rize’ye usulca uykulu o güzelliği başkasına vermezdim kar uyurdu bilmezdi kimse
Okulun yüzyirmibir merdiveninden inince sağda kaz dallar cami vardı sonra Türk Ticaret Bankası dönünce gülerdi iskele hamsi kokusu sarardı uzaklara seslenirdim sessizce
Rize seni çok sevdim çayınla denizinle yağmurunla okulun sıcaklığını kimseye vermedim sakladım yıllarca
Kız Enstitüsü bahçesinin köşesinde bir ufkun vardı orada hiçbir mevsim eskimezdi tütse de gurbet içimde
ellerimi tutardı unuturdum dumanım dağılırdı durulurdu içim
Ah! Rize uzak ve tuzlu denizin yıllarca içimde kudurdu
seni hatırladım her çay içimimde unutmadım gözlerim buğulu
II Her çay içimimde Rize’yi bir başka sevdim kar bir başka yağardı gelen mektuplar bir başka kokardı
Sınıfın buğulanmış camında gözlerim dalıp bakardı bahçede okulda on beş yaşın verilen bilgileri bir kucaklayışı vardı
Bir gün ayrıldım on sekiz yaşımın dolmasına daha üç ay vardı korkusuzdum cehaleti yenmek için teçhizatım tamdı
Yağmurunda düşlerim saçak altlarında telaşım yıllarca andım durdum ben seni hiç unutmadım sende kalsın ayak izlerim ufkunda yitip gitmesin bakışım denizinde unutulmasın yarım kalsa da sevdam ve mırıldanışım
Hasan Okursoy



