Yelki'de
- 1 Mar 2015
- 1 dakikada okunur
Tüm renklerin kökü kaldı köyümde
çok düşündüm
urgan izini kuyu bileziğinde
suyun aynasında kuşlara öykündüm
akşam telaşlanmıştı küçüklüğümde
işte bir anım
dökülüverdi konuştu önümde
orada kaldı çocuk bakışım
yaşlandık şimdi İzmir’de ne söyler kalan yıllarım akşamı okşadıkça yorgun sesinde
burası Yelki yelinde boğuşur akşam herkesin bir yarası olsa da içinde büyür ihtişam kalır yüzünde
zaman zaman dokundu gülün dikeni biz unutsak da kocadağ dalgınlığı bizde bıraktı üşüyen yalnızlığı
burada tüm mevsimler dostumuzdu bahar yazı sonbaharı uğurladı kış da bizden ayrılmaz oldu
yanımda canımın içi bir yürek bir rüya gibi yaşadık her anı bazen karayel uğuldadı korktuk akşamın çekilince kanı
karşı dağlar tutardı bulutları camlara çarpıp düşse de akşam telaşı güneşin batışı büyürdü yazları
burada güneş yağmur ve rüzgar birbirinden güzeldi gitmede aceleci değildi yaşlılar kuru havalar gibi günü beklerdi
ben de kızmadım günden düşene avundum bakarak güne
kuşların sesi gibi uzaklara bir gün gideceğiz kırılıp akacak cam gibi su gibi ömür bitti diyeceğiz
bahçemizde ne varsa? sarsın uyan güzelim artık kim arar bizi?
arkamızda olsa da bir yıkım kalan izimizde belki okunur yazım
bizde üşürken zaman böyle essin dursun bu rüzgar savrulsun kırıntılarımızda kalan
şimdi olsa gençliğimizdeki terim ben böyle sitem eder miyim? patlar dalım bu karayele pabuç bırakmaz tabanlarım
fakat toprağın koynunda gülüm incecik bir sessizlik örtünce üstümüzü soğur kalır yorgunluğum
kalk gülüm karayel bizi vurmadan yere hükmümüz geçmez o güne çıkalım yalnızlığımız düşmeden yola yaşayalım bu anı doya doya
kalırsam bir gün burada senden ayrı canım çiçeğim zeytin tanem zehir olur her gün bana
gördüklerimiz sonsuz kalacak arkamızda kalk gülüm bizde bitince ömür kalan ne varsa üşür ne gıncırgaş kalır ne bayram yine gıcırdayıp durur o meydan
Hasan Okursoy


