top of page

ÇANAKKALE

Çanakkale ne yağan yağmurunda tasam ne güneşinde sevincim vurgunum sana dedem bağrında uyuduğu için

kimi onbeş yaşında kimi yeni evli kimi çocuklu gelmişler çanakkale için

II

dışarıda deli bir lodos sanki onların sesi bir gelir bir gider

ne sesi ne kokusu ne soyratı var bende sanki yürüyorlar gibi bu karanlıkta

nerde nasıl

ÅŸehit

nerde mezarı belki o gördüğüm çaltının o çam ağacının belki saklanmak için siper ettiğini sandığım yakınında şu hendeğin belki anlattıkları gibi yalova köyünde o bombadan geride kalan bir parçada dedeciğim

III

şimdi dışarıda hava soğuk zemheri çıkımı gibi onları bu zemheri ayında anlatmak yazmak istedim

fakat ne kışta ne baharda ne yazda ve sonbaharda anlatmakla yazmakla bitmez onlar

tarihe yazılmış fakat sığdırılamamış çanakkaleyi geçilmez yapanlar

gece boğazda gözlerim karşıda deniz feneri bir yanıp bir söner sanki l9l5 gecesi bir gelip bir gider

onlar bazen bir çiçek bazen bir güneş bazen böyle kızgın öfkeli soğuk bir poyraz o ulaşamayacağım hiç duymadığım o ses böyle bir gelir gider

nedense onlar bende ben onlarda bu gece

onlar binlerce onlar kefensiz onlar gururumuz şehidimiz onlar dokundum diyeceğim kadar yakın bu gece

IV

çanakkalem şimdi ne poyrazında ne de yağmurunda aklım dedem ibrahimde binlerce arkadaşında nerede mezarı nasıl geçmiştir son anı aslında onunla konuşuyorum bu gece

o bende ben onda biliyorum yolava köyünde belki o son bombadaki şehitlerden sanki gözümün yaşını silen ay aydınlığında ağlarken

hasan okursoy ecebat öğretmenevi l6 Aralık l997 saat,02;00



2 görüntüleme0 yorum
Post: Blog2_Post
bottom of page