Şiirlerim;
- 1 Tem 2022
- 6 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Tem 2022
Not; Aşağıda yer alan şiirleri okuyarak videoya çektim. Daha sonra bu videoyu, başarabilirsem burada yayımlamak isterim.
EY DELİ GÖNLÜM HEY!
Bahar gelince görürsün
Çiçeğe bürünür badem
Arkasından armut
Ve Ayva
O zaman
Türküler söylenir
“Ayva çiçek açmış
Yaz mı gelecek” diye
Çocukluk günleri
Saklandığı yerden fırlar
Önünden anılar tek tek geçer
Gelmez yakınlaşmaz uzaklar
O zaman
İçin kanar
Gözlerin dolar
Üşür o yapraklar
Kırıkların sızlar
Tutuşur kavaklar
Orada yaşamamış gibi
Öksürür durur kalanlar
Ey deli gönlüm hey!
Yaşlanınca insan
Her mevsime
Acısından bakar
Kar kar üstüne
Bitmeden yağar
Her yaşlanan insan
Geçmiş günleri anar
Yalnızlığından kopamaz
Akşam gün batımına
Ne kadar baksa
Doyamaz
Ne beklediğini sorma
Ne sonbahardan
Ne de kıştan
Kaçamaz
Yaşlandığı yerden
Yalnızlığını kurutur
Gün doğuşuna baksa da
Üşür geçen günleri unutur
Hasan OKURSOY
13 Mart 2022
Yelki
KADI GÖLÜ
Her çocuğun bir düşü vardır
hatırlatmaz kurnalar
geceye düşer sesi
güneşinde buğusu
gölgesinde kanar
ıslak anılar
inan kurumaz
bir de eriyen bakışlar
telaşında buruşmaz
kaç ikindi geçti
o yıllar ardından
o bakıştan
akşamdan yağan o kardan
bize sorulmaz
benim bir çocukluğum vardı
gölden dolma parkında
nasıl? kar yağardı
yıllar sonra
hüznünde soluyup kaldı
uluyan gecelerinde
donmuş karında
gıcırdayan sabahında
güneşinde uyanırdı
taşların renginde
soğuklar vurdu ellerini
kadı dede kanal ağzında atamadı
geçmiş günlerin feryadını
o koca çınar
ne kadar bilir?
o parktan sarkan gölgeleri
artık kimse sormaz halimi
anam dokuyamaz çulumu kilimi
kimse bilmez
ceketin ters yüzünü
şimdi ne der
o karlar altındaki yer
içimde kuruttuğum yalnızlık
beni uzaklardan seyir eder
yaşımın giydikleri neydi?
yürürken çocukluğum öksürürdü
bazen kadı gölünde buzdu
ayak izi görünürdü?
zaten unutmadım
aradım o günlerimi
bekliyorum
ne zaman? düşecek toprağa cemre
ne görsem karanlık inmiş
korkutuyor gece
neden sesimi saklar durur
acım ıslanır
bekler sessizce
bir asım amca vardı
taşlara nakış atmış
daha kimler?
mermerin göğsünü açmış
neden bilmem?
bugün uzakları anlatmak var içimde
uyumuş kalmış çocukluğum
ağlar sessizce
işte bitti bir gıdım ömür
çocukluğum gannöründe
şimdi kimse bilmez
ne şırk amat amca
ne de körüğünde kömür
hepsi sönmüş
kaldı geride
artık son basamaktayım
ey yalnızlık
kopuver gitsin
bitsin bu acımasızlık
en sevdiğim umaların sokak
hep bana bakar
orada uma dedem
ismi kara süleyman
çarşıda bakkal
ayrıldığım akşamlar
tütün kokar
işte herhangi bir zaman
çocukluğumun geçtiği mekan
benim anlattığım kadar
anlatsın çentiği olan
biz gidince
kim anlatacak? geçmişi yapayalnız
uzaklarda kalan
ey mürekkebi bitmiş kalem
artık yazmasan
geç öğrendim
baharın yazın kışı varmış
başladı ayaz
duvar kovukları
artık yazı toplamaz
kalır bembeyaz
beklemeye alıştım
ne kalmış ömürden
yanmış bir yufka kokar
kalan cızdırmadan
bir not düşer
mırıldana mırıldana
halkalı şeker karamela
şekerci hacı dayı dükkanından
kışlarımız soğuk
hava kuru
ellerimiz çatlak
bir kımdımcı kerim dayı
çarşıda kalaycı
bir yere koyamadım çocukluğumda
şimdi bir bulut olur
büyür başucumda
sonunda öğrendim
nerede olursan ol da
sıcacık gülüşten ol
kırılan gülücüğe
karşı dur
sonra
çok ısınırsa haranı
taşar küle bulanır
çıra gibi yanar
bir babanın anlattıkları
gece ıslığı
bir başladı mı? böler uykuları
akasyalar açar
baharı anlatır kokuları
ben çocukluğumu anlattım
düştüm önüne
nehir rüzgar oldum
sonunda yoruldum
bir kuş yuvası
bir kırlangıç sesi
asma altından
alıp gitti beni
koca su bizim yerlerde sesli akar
umurluda sökede sessiz ve milli çamura batar
oraları kim bilir?
uzun pamuk karıkları
tren rayları gibi
içimizde uzar
ne zaman düşünsem o günleri
gözlerim kaçar
içim burkulur
yavaş yavaş ölür o çocuk utancım
gölgem kırılır
bende ise yine o kara vagon sisi kalır
şimdi o çocukluğunun geçtiği yerde
tüm klasikleri alıp okutmak geçer içinden
belki çocuk düşleri
yeşerir yeniden
hala sorarım kendi kendime
kalsa da bir yalnızlık
neden diyemedik? kimsesiz
ağlasa da çocukluk
mevsimlerden habersiz
bil çocuk
seni anlattıkça
kocaman olur dünyam
ben ikindiyi sevdim
sen kırık akşamları
ömür geçer ve biter
artık uzaklara gideceğim
bilmem ikindi ne der
bu kışta yalnızlık var
yağan yağmurda hüzün
ıslansam ne çıkar
azalınca güneşim
koptu kopacak ipi perdemin
benim yine de
değişmez çocukluğuma gidişim
işte ağaçlar yapraklarını döktü
zaman çabucak geçti
kilit unuttu anahtarını
ben sayamadım pişmanlıklarını
Hasan OKURSOY
BİR YALNIZLIK
Kimse istemez sabahın yola düşmeyi
Yollar ve gurbet bir de kolonya kokusu
Konak yerinde yanık söylenen türküyü
Kim unutur bir acıda yolda kalanı
İnsan onları boşluğunda taşır durur
İçinde bekler o söyleyemedikleri
Yol kıyılarında o ağaçlar konuşur
Mırıldansa da duyulmaz taşan sözleri
Tam yirmi üç yıl ya doldu ya dolmadı
Dolaştım durdum yurdu tüm Anadolu’yu
Bazen yollar bazen gece arkadaş oldu
Çok güzeldi yurdum bir başka sevdim onu
Bir bakanlık müfettişi yanında ne taşır?
Elinde çanta içi dert dolu dolaşır
Her akşam odasında bekler bir yalnızlık
Gecelerinde kuru yapraklar uçuşur
Şafakta ayrılır gece karanlığından
Sende kalanlar rüzgâra takılıp küser
Bazen aklına gelenler birden tutuşur
Yolda o unuttukların tek tek konuşur
Bazen de o sağanak kendini özletir
Yanında bir yağmur ve ayrılık hışırdar
Bakarsın çığlık atar orman kardeşliği
Uzaklardan bir rüzgâr eser seni ısıtır
Hasan OKURSOY
5 Mart 2022
Yelki
ANLAT
Yollar kapandı
Bir de gece yalnızlığı
Her yere acı haber ulaştı
Kış üşütmekten bıkmadı
Yanımızda öksürüp durdu
Çocuk baksana
Yine uçurtmanın ipi koptu
Düşlerin dağ arkasına kaçtı
Göle attığın taş arkandan baktı
Birde savaş başladı
O pencereden seyir ettiklerin
Birden kana baruta karıştı
Ah! Bahar da unutulacak
O pıt diye yere düşen
Dutun tadı kaçacak
Ah! Şu içimden döktüklerim
Çaltıya serdiğim pişmanlıklarım
Çocukluğum avgan başı düşlerim
Şimdi şu doğan güneşe uçan kuşa
Anlat çocuklarda kalsın umutlarım
Hasan OKURSOY
28 Şubat 2022
Yelki
EY GARİP YOLCU!
Kimde kalır
Günün kokusu
Akşamın kızıllığı
Ve gecenin tortusu
Şimdi bekle dur
Gökteki yıldızları
Konuştur düşlerini
O açan tomurcukları
Her yerde
Savaş haberleri
Giden canları umutları
Sen de anlat akşamları
Şimdi köyde çınlar durur
Bir öğretmenin yalnızlığı
Bir de gece geçen trenlerin
Düdük seslerine düşen telaşı
İnsanoğlu bu
Bazen yola çıkar
Yolunda kayıp olur
Bulunmaz unutulur gider
Bu sonsuz evrende
Kimler gelip kimler geçer
Bu güneş her gün doğup batar
Unutma gökte yıldızlar yine bakar
Ey garip yolcu!
Sen de geldin yaşadın
Sonunda bir gün gidersin
Hepimizi alır evrenin ateşi
Ey garip yolcu!
Su sesinin de vardır
Bu evrende bir yalnızlığı
Düşerken taş üstünde çığlığı
İşte koca bir ömür
O da düştü düşecek
Bu gece yalnızlığında
Su damlası gibi dağılacak
Çığlığını duymayacak
Bilmeden uğurlanacak
O da bu sonsuzluğa
Karışıp gidecek
Hasan OKURSOY
27 Şubat 2022
Yelki
HASAN
Bir hüzne
düşen gölgeyi
anlat deseler sana
anlatabilirmisin hasan..
bir bakıştaki boşluğu
anlatsan bitmez hasan
bu soğuk odanda
yalnızlığından taşanı
bir solukta anlatsana
koştuğun dağları
soluk soluğa kaldığın
suyunu aradığın avganı
şimdi oraları
yine kim sorar sana
soran olsa da anlatsana
yola düşürdüğün gülüşünü
sararmış bir fotoğrafa
o günü sorsana
o köy okullarını
o köy enstitülerini
kapatanları anlatsana
kış bitti bitecek
hala karıncalar dolaşmıyor
söyle bahar ne zaman gelecek
baksana
dünya savaşı
çıktı çıkacak
evsiz öksüz ve yetim
çocuklar kalacak
sen de anlatsana
sor bir ömre
ne sığar hasan
anlatsınlar sana
hep uzakları
öyle konuşturup durma
söküklerinden bakar onlar sana
döküklerinden
öyle konuşup da
böyle geride kalma
bazen insanın gözleri
aşınmış mermere dalar
bıraktıkların orada uğuldar
Hasan OKURSOY
25 Şubat 2022
Yelki
BİR DE
Tam evden çıkarken
bir şeyler söylerdin
ekmek al
çocukları unutma
akşam onları bekletme
hep gözlerinde kal derdin
bir de
tam sokağa çıktığım vakit
bir güneş dökülürdü yola
seni düşünürdüm
bir de
sizi evde göremesem
bir yalnızlık dolardı odama
onun resmini hiç çekemezdim
bir de
ne çok anılarımız oldu
ıslak saçların
okumayı geç söken çocuklar
yağmurun kiremitteki sesi
uzanan gecenin yorgunluğu
dün gibi
hep sakladık onu
bir de
bir kahve içerdim seninle
ben hiç istemesem de
bir fala bakardın
bazen ürperir
fincanın dibini yıkardın
sanki gelecek acıları
böyle yıkayıp kovardın
bir de
çocuklara bir bakışın vardı
gülüşlerini kucaklardın
hiç bitmedi bu
evlenip gittiler
o gülüşlerini
hep yoklardın
bir de
neler kaldı o 37 sokakta
saçlarımız orda dökülüp ağardı
şimdi diyorsun ki
sat oraları
anılar satılmaz ki..!
bir de
durmadan dağılıyor pazar
gidenler uzaktan el ediyor
her şey kocamış
o yüzüme değen saçlarım nerde?
gençliğimiz kınında yitmiş
sen yine zeytin yaprağını yak
bir suda nazarlarımızı körelt
bak torunlar geldi
eskiyen yanlarımızı düzelt
Hasan Okursoy
Yelki
ÇOCUKLAR
Şair şair! Yeni bir şeyler söyle bana
Gün günü aratıyor kararıp duruyor
Neden her yer karanlık göz gözü görmüyor?
Çocuklar gelip de gülüşünden bakmıyor?
Çocuklar gelin gülün bakın kar yağıyor
Çocuklar koşun kardan adam çağırıyor
Ne olursanız olun sevgiyi çoğaltın
Her insan sonunda hep sonbahar oluyor
Güzel anılar hep çocuklukta soluyor
Yaşlanınca onlar mırıldanıp duruyor
Çocuklar çocuklar siz de gülün oynayın
Bizler gidince her yer ve yarınlar sizin
Telaşınız güldürür bazen yola düşer
Bazen günler çayla ısınır başka güler
Çocuklar çocuklar ömür dediğin nedir?
Bakarsın yel alır hep unutulur gider
Çocuklar yaşamı sevin kitap okuyun
Ömür denen handa barıştan yana olun
Ne olursanız olun yaşamayı sevin
Kimseyi kırmadan yaşayıp fener olun
İşte bu ömür de en sonunda bitiyor
Gün gün çiçeklenin her zaman başka kokun
Yaşamınızda hep kavgadan uzak durun
Kimseden nefret etmeyin insanı sevin
Çocuklar bakın her gülün de dikeni var
Yaşam çok kısa kimseden nefret etmeyin
Kimsenin inancını siz sorgulamayın
Her yerde her zaman sevgiyi bırakmayın
Çocuklar tüm renklere ses arkadaş olun
Gülüşünüzden her doğan güne can katın
Hasan OKURSOY
Yelki
GÜLÜŞÜMÜZ
Kıyısından kaç ayrılığa baktım
Fısıldasa da durmadan uzağım
Bir de geceleri ay bakıp durdu
Düşlerimde geçmiş tutuşup kaldı
Her gün yandı yıkıldı bir yanımız
Boğumundan aldılar gülüşünü
Acı unutulmaz zonklar yüreğimiz
Hiç kuytudan esmedi rüzgarımız
Bazen çiçeğe büründü günümüz
Sonunda kışa döndü her birimiz
Giderken iyi insandı desinler
Bize yeter bu olsun gülüşümüz
Her yaşlanan çocukluğunu özler
Kış baharı yaz sonbaharı bekler
Bir bakarsın yaşam bitiyor derken
Yeni açmış çiçek dalından güler
Hasan OKURSOY
Yelki

