top of page

YAZMAK

Geçen gün bir arkadaşım, “her gün nereden bulup o yazıları yazıyorsun?” Dedi. Bir başka tanıdığım ve büyüğüm “Döktürüyorsun Hasan” diye söylendi. Doğruyu söylemek gerekirse her gün bu yazıları nereden bulur getiririm. Bu deneme yazımda bunu anlatmak istedim. Günlüklerim daha evvelden yazdıklarımdır. Yayımlamadan evvel bir göz gezdirir ve daha sonra yayımlarım. Şiirlerim de öyledir, bunlar daha önce yazılmış olanlardır. Birden ilham geldi, yazdım diye şiir yazmak mümkün değildir diye düşünürüm. Yazmanın okumadan ve gözlemden, araştırmadan, incelemeden geçtiğine inanırım. Bir şiiri belki yüz defa okuduğum olur, imgelere, sese ve kelimelerin dizilişine dikkat ederim, bazen de yüksek sesle okurum. Rus yazarı Anton Çehov; “Yazın her gün yazın, yazacak bir şeyiniz yoksa olmadığını yazın” dermiş. Yazınca insan düşlerini, düşündüklerini ve yaşadıklarını okuyanlara ulaştırır. Fransız romancı, Gustave Flaubert ise; “İnsan her şeyden önce kendisi için yazmalıdır. İyi yazmanın biricik yolu budur.” Der. Bilmem bu duygu için mi yazıyorum. Fakat okumayı ve yazmayı seviyorum. Bedri Rahmi Eyüpoğlu “Anadolu türkülerini dinlediğimde şairliğimden utanırım” der, ben de ustaları okuyunca, bu işin kıyısında gezindiğimi bilirim. Son altı aydır, yazdıklarımı “facebook” ta yayımlamaya çalıştım. Şöyle bir faydasını gördüm. Yorum ve beğenilere bakarken, yazdıklarımı bir daha okurum, o zaman gördüğüm yanlışları da düzeltme yoluna giderim. Şiirlerimi “Antoloji Com.” a gönderdim, orada iki yüz kadar şiirim mevcut. Bugün onları tekrar okusam yine düzelecek bölümlerini görürüm. Diyeceğim yazmak sıradan bir olay değil. Bahçıvan gibi tarlada çalışmak ve terlemektir. Müfettişlik görevim, yazma ve gözlemlerime çok şeyler kattı. Fakat raporlarımda zaman darlığı nedeni ile titiz davranıp düzgün cümleler kuramazdım. Özneye yüklemi soramazdım, fakat orada öğrendiklerimi unutamam. Örneğin “evrak” zaten çoğul, bir kelimedir, “evraklar” derseniz yanlış olur. Bunun gibi o görevde çok deneyim kazandım. Ayrıca klasikleri okumamın da katkısını söylemek isterim. Hala bu okuma alışkanlığımın devam ettiğini, ayda bir iki hatta üç kitap okuduğumu belirtmek isterim. Reşat Nuri Güntekin 27 Mart 1955 tarihli Ulus gazetesinde çıkan makalesinde “; Birçok insanlar için yazarlık yazı yazmayı öğrenmekten ibarettir. Güzel fakat neyi yazacaksınız? Gayet güzel yazı yazmasını öğrendiniz; fakat bir kunduranın nasıl yapılacağını okuması olmayan bir kunduracı kadar anlatabilecek misiniz? İsterseniz, bir çoklarımızın birçok yazılarımızda yaptığımız gibi kulak dolgunluğu ve hatta el alışkanlığıyla bunu yapabilirsiniz “ diye yazmıştır. Bu nedenle kundura hakkında yazı yazmak için en azından kunduracı kadar olmasa bile kundura yapımı hakkında bilgi edinmeniz gerekmektedir. Halk TV’de, Can Ataklı’nın “Yazı İşleri” programında konuşan Ümit Denizel bir anısını şöyle aktarır. Bir gün, partide işlere çok karışan Rahşan hanımın tutumunun halkta rahatsızlık yarattığını Bülent Ecevit’e iletmiş; “aman Ümit sakın bunu Rahşan duymasın, ben şair ruhlu bir adamım, konuşma metinlerimi hazırlarım, Rahşan nereye gideceğimizi nerede konuşacağımızı planlar, partiyi evirip çeviren ve idare eden odur.” Demiş. Yazmak bu nedenle farklı ve konuşma metinlerini hazırlamak daha dikkat ister. Ben İsmail Cem’in birkaç kitabını okudum, fakat şiir yazdığını bilmiyordum. Onu da bir şiiri ile anarak yazımı bitirmek isterim. VEDA Çok ileri bir tarihte, Çok yaşlı olarak Sessizce ayrılmalıyım, Kimseye pek gözükmeden Ve kimseyi rahatsız etmeden.


Masamın üzerinde Dünden kalan işler Tamamlanmamış yazılar Okunmayı bekleyen kitaplar Ve anılar ve umutlar.


Filleri kuyruğundan çekerek, Tepeleri aşırtmaktı görevim. Günler bitti filler tükenmedi Ben elimden geleni yaptım Gerisini siz tamamlayın.


Boşa geçmedi hayatım. Daha fazlası olabilirdi ama 'Buna da şükür' demeliyim İşte sevgili dostlar, Ben böyle veda etmeliyim...


İsmail Cem “Veda” 1995


Can Dündar ile yaptığı söyleyişinde “düz yazıyı sevdiğini ve şiir yazmadığını anlatmış, Yaşamı boyunca iki şiir yazmış, birisi de “Veda” imiş.

Hasan OKURSOY 22 Aralık 2019 Yelki



4 görüntüleme0 yorum
Post: Blog2_Post
bottom of page