3 Aralık 2016 Cumartesi;
Gün bazen uzun, bazen de kısa düşer, yaşananları nakışlar. Doktor İnci Hanım başından geçen olayları anlattı. Daha önce Nihat beyin dizini ameliyat ederken anlattıklarını tekrar İnci hanıma sordum. Tümünün gerçek olduğunu açıkladı. Dedesini Rumların vurduğunu, kanlı dereye cesedini attıklarını da söyledi. Dedesi, Cornero Otelinin yakınlarında kalıyormuş. Rumlar,“Teslim ol yoksa seni vururuz” demişler. Dedesi “Teslim olacağıma sizi vururum” deyip av tüfeğini aldığında öldürmüşler. Anneannesini ve teyzesini öldürmeyip esir almışlar ve 40 gün tuttuktan sonra serbest bırakmışlar. Anneannesi bronşit olmuş. Nihat Beyin öyküsünü yine kendisine açtım. O günleri uzaklara bakarak yine anlattı. Gönyelide kaldıklarında aniden bir haber gelmiş. Bir grup askerin geldiğini ve bunların Rum askerleri olabileceği söylenmiş. Annesi kendisini alacağı sırada bacağı atlayamadığından arabanın kasasına çarpmış ve çiviler dizini yırtmış.
Kaldıkları yerin karşısındaki ilkokul hasta haneye çevrildiğinden acil olarak kendisini oraya götürmüşler. Annesinden öğrendiğine göre dizine müdahale eden Doktor Yüzbaşı Nihat’mış. Yırtık derisini dikerken yüzbaşıya çocuklarının ve eşinin öldürüldüğü haberi verilmiş. Doktor “vatan sağ olsun” diyerek görevine devam etmiş. Daha sonra karşıdan gelenlerin Türk askeri olduğunu bayraktarı görünce anlamışlar.
Makarison’un avukatı silah tüccarı mafya imiş. Mavi köşkü gezerken, paranın hükmettiği şatafatı ve görkemi gördük. Her odanın renklerinin farklılığı, masaların üstünün ceylan derisinden olması, gül ağacından aynaların mükemmel güzelliği dikkatimizi çekti.
1974 yılında, Kıbrıs Barış Harekâtından sonra köşkün elinden çıkması ve tekrar alma ümidi ile zaman zaman köşkün bakımında harcanmak için avukat para göndermiş. 1986 yılında da zehirlenerek hazin bir sonuçla ölmesi de bizi düşündürdü.
Rehberin anlattığına göre yaşadığı bu köşkte ölüm korkusunu devamlı yaşamış, ibadet edeceği yere bile özel bir ayna monte ettirerek arka kısmını görebilecek bir düzen kurmuş. Zenginlik içinde bir yaşam, gözden ırak bu köşkte mutsuz ve korkularla hayatını sürmüş.
Hasan OKURSOY
