top of page

GÜNLÜĞÜM;

1 Şubat 2020 Cumartesi; Dün öğretmen arkadaşımız Çiğdem Uygun hanımı son yolculuğuna uğurladık. Çiğdem hanımın cenazesi, Alsancak Hocazade camisinden öğle namazına müteakip kaldırılacaktı, camiye erken gittim. Arkadaşlar henüz daha gelmemişti. Sevinç pastanesine doğru yürüdüm. Deniz kenarına doğru gittiğimde Eko Lokantasının aynı yerinde “Eko Rub” olarak hala hizmet vermeye devam ettiğini gördüm. Geçmiş günler aklıma geldi. Doğan beyin müdürlük hevesini gören öğretmen arkadaşlar, ona bir şaka yaparak yemek ısmarlatmışlardı. Okulda o anda bulunan arkadaşlarla Alsancak’ta bulunan Ekodaki yemeğe hep birlikte gitmiştik. Yılmaz Bey, Kemal Bey, Yüksel Abi, Turgut Bey, Behçet Bey, Elmas Bey, Sinan Beyle hep birlikte yemek yemiştik. Osman Bey yoldan geçen kokoreççiden “bu kokoreç de benden olsun” diye kokoreç alarak, tabaklarımıza servis ettirmişti. Ekonun önünde o günleri düşündüm, önünden ayrılırken aramızdan ayrılan arkadaşlarımızın kahkahaları yine taşar gibiydi. Hey gidi günler hey dedim. Camiye doğru gelirken aramızdan ayrılan diğer arkadaşları düşündüm. İlki Ayten Özperçin hanımdı. Daha sonra Osman Beyi uğurladık, İhsan Alyanak belediye başkanı idi, Osman Beyin cenazesi belediye bandosu eşliğinde okul önünden geçti. Yegâne Hanım, İnci Hanım, Himmet Hanım, Turhan Hanım, Aysel Hanım, Müberra Hanım, Suna Hanım, Elmas Bey, Yılmaz Bey, Kemal Bey, Behçet Bey, Ramazan Bey, Mahmut Bey, Metin Kaya Batuk Bey, Yalçın Bey, Attila Bey, Adnan Bey, Aziz Bey, Bünyamin Bey, Gültekin Yazgan Bey ve Hasan Bey tek tek aramızdan ayrıldılar onları sonsuz yolculuğuna uğurladık. Camide, Çiğdem Hanımın cenazesinde; arkadaşlarımızdan Ülker Hanım, Tülay Hanım, Nezahet Hanım, Hasan Ceylan, Hasan Ergün, Candaş Bey, Mustafa Özal Bey, Vehbi Bey, Mehmet Ali Bey, Rezzan Hanım, Mümin Bey, Sıdıka Hanım, Erdem Hanım ve Mustafa Günaydın ile Hüseyin Cantürk beyler vardı. Çiğdem Hanımın cenazesi kalabalıktı. Sevenleri çokmuş. Öğrencilerimiz de oradaydı. Tülay Hanımlar Turgök’de saat onda merasim yapmışlar. Cenazede Birol Bey konuşma yapmış. Cenaze oradan camiye gelmiş. Çelenkler içinde Turgök ailesinin çelengi ilk başta idi. Valilerin bile çelenkleri vardı. Demek ki Çiğdem Hanım çalıştığı kurumlarda hep sevgi ekmiş. İngilizce öğretmenimiz ben Atatürkçü, Cumhuriyetin aydınlık yüzlü öğretmen bir anne babanın kızıyım. Ne olur bir gün ölürsem cenazemi aynen bu şekilde kaldırın, diye bize tembihledi. Duygulandık, “Allah geçinden versin, merak etme, biz de sağ kalırsak dediklerinizi aynen yerine getiririz” dedik. Daha sonra tramvaya Ersoy Bey ve Hasan Beyle bindik, Oya isminde bir öğrencimiz, konakta bir işyerinin olduğunu belirterek “vaktiniz müsait ise orada sizlere çay ikram etmek isterim” dedi. Kabul ettik. Ersoy Bey “şimdi eşim bekliyordur, onunla öğle yemeği yemek isterim” diye Oya hanımın çiğ börek ikramını kabul etmedi. Biz de aynı duygularla alamayacağımızı belirttik. Oya’nın derslerine ben girmemiştim, rahmetli Yalçın Özcan beyden konu açıldığında, “bir öğretmenimiz facebook taki paylaşımımı, Yalçın Özcan hakkında yazmış olduğu bir yazıda dile getirmiş, “işte bu öğrencimiz Yalçın Beyin acısına en iyi yorumu yapmış” diye yazdığını söyleyince o yazıyı yazan benim dedim. Özel yaşamından bir anekdot da aktardı. Okuldan ayrılarak, Akşam ticaret lisesine devam etmek istemiş. Aysel Kızılörs Hanım olmaz demiş. Ona tasdiknamesini vermemiş. Tekrar okumaya başlamış, hatta Aysın Uğur Kezer Hanım da onu desteklemiş ve katkı sunmuş. Çiğdem arkadaşımız, İzmir Ticaret Lisesi’ndeki diğer beden öğretmenlerimiz gibi çalışkan öğretmenlerimizdendi. Okulda çalıştığım yıllarda diğer Beden Eğitimi Öğretmenlerimiz Vehbi İşgören, M.Ali Atakan ile çok güzel çalışmalarını gördüm. Yönetici olduğumda, Turizm Haftasında hazırladıkları etkinlikte stafet yarışmaları dün gibi aklımdadır. Beden Eğitimi derslerindeki öğrencilere bir abla gibi yaklaşımı fevkalade memnuniyet verici olurdu. Zaten bunun semeresini de pilav günlerimizde görürdük. Öğrencilerimiz Çiğdem Hanımı ve diğer beden eğitimi öğretmenlerimizi daha çok severdi. Cenaze törenine hemen hemen hepsi geldi. Hep birlikte onu son yolculuğuna uğurladık. Turgök’teki çalışmaları, sanki bir ibadet gibiymiş, ne çok seveni varmış, camiye gelenler sığmadı. Eşi Mert ve iki kızında bu ayrılışın hüznü farklı idi. Rahat uyusun. Anılarıyla onu yine aramızda yaşatacağız. Uğurlar olsun. Hasan OKURSOY Not; Ölüm yıldönümünde öğretmen arkadaşımızı ve aramızdan ayrılan diğer öğretmenlerimizi rahmet ve özlemle anıyoruz. Huzur içinde uyusunlar. Onları unutmayacağız.


6 görüntüleme0 yorum
Post: Blog2_Post
bottom of page