top of page

YOLLAR-32

Güncelleme tarihi: 1 Eyl 2022

EYLÜL HÜZNÜ

Tanıdıklarım, arkadaşlarım ve yakınlarım artık bir bir gidiyor, her gün sonbaharım ve yapraklarım dökülüyor. Eylül hüznünü bir başka yollara seriyor. Kahkahalarımız artık duyulmuyor. Her fal, her rüya kötüye yorumlanıyor. Zaman akıp gidiyor.

Her gün yollarımıza neler düşüyor? Göğümüz de bizim gibi mavisinde üşüyor.

Bu bulaş ortamında nereye baksan her şey darmadağın. Yine güz penceresinden bizi çağırıyor.

Yıllar sonra insan doğduğu yerleri ve çocukluğunu hiç unutmuyor, daha çok özlüyor. O günleri çağırıp duruyor. Çocukluk ve gençlik çabuk geçiyor.

İnsan yaşlandıkça incinmiş yanlarını da unutmuyor.

Anılarını daha çok saklıyor. O biriken fesleğen kokularını, anlattıklarımız bir başka saçıyor.

Bugün yollarıma neler neler düştü? Kimler göründü musluk damlarımda. Ağaç dallarında sekip dursa da kuşlar. İnsan estikçe rüzgar, daha çok üşüyor. İkindiye varmadan akşama küsüyor. Kuruyan yapraklar savruldukça yorgun düşüyor.

Kıyıda denizin mavisi el edip dursa da çocukluğumun fersiz bakışları ceplerimde kuru üzüm arıyor.

Çocukluğum, zıntıda taşlarını aradım, yağmurunda ıslandım., çift çizgili defterimi ve silgimi yere attım.

Küfelerde üzümlerle konuştum, her yerde gün battı. Cam kırıklarımda o eski geçmiş günlerin çığlığında kaldım. Bir ömre ne sığar? O da günü gelince biter. Yazdığın şiirler yola sarkar.

İnsan kendinde kalır? Gidince gölgesi de onunla gider.

Gitmeye hazır değildir hiç kimse. Açan çiçekler günü gelince yapraklarını birer birer döker.

Annemin halasının oğlu Yusuf Abi, sen gidince, bilsen nelerim gitti.

Şu pörsümüş dünyada, biliriz bizim de sayılı günlerimiz. Biz de gidince, düşen nar gibi dağılacak çocukluğumuz, gençliğimiz. Geride, yine şu mavi deniz ve geceleyin gökyüzündeki yıldızlar kalacak.

Bu bulaş ortamında, Yusuf Abi seni de bu son yolculuğunda uğurlayamadık, kanadı bir yanımız.

Cenazende kaldı boşluğumuz, dalgınlığımız, pişmanlığımız. Seni ne çok severdim, ne zaman yanına gitsem çocukluğuma dönerdim, yanında çoğalırdım, heybemi umutla doldururdum. Seni olduğun gibi bir başka severdim.

Ölüm doğanın bir yasası, insan doğar, yaşar ve bir gün, toprağa düşer.

Bu duygu selinde Yusuf Abiyi uğurlarken yola düşenlerimi de yazdım. Bu acımda, bir şiirimi de paylaşmak istedim.

AKÅžAM KIZILLIÄžI

Bugün de bir yakınımız ayrıldı Gitti küfelerde gülen yanımız Bağ bozumunda o soluyup duran Nefergelerde kalan bakışımız


Artık akşam kızıllığı görünmez Tenhalaşırken sağımız solumuz Artık unutulur kalanlarımız Geri gelmez giden çocukluğumuz


Kalanımızı böyle yırtıp durma Cebinde kara üzüm dolaştırma Öksürüp durmasın çocukluğumuz Göğü mavisinde öyle dağıtma


Şen şakraktı o yaşadığın günler Bırak uzaklarda savrulup dursun Akşam kızıllığı aklını alsa da Kapında böyle gıcırdayıp kalsın

Hasan OKURSOY 1 Eylül 2021 Mordoğan




5 görüntüleme0 yorum
Post: Blog2_Post
bottom of page